Mahkeme, dün, 11 Nisan 2013 tarihli Müdür ve Diğerleri v. Türkiye davasına ilişkin olarak vermiş olduğu kabuledilemezlik kararı ile 23 Eylül 2012 öncesinde yapılmış
ve henüz Hükümete bildirilmemiş başvurular bakımından tüketilmesi gerekli yeni
bir yol sunduğuna hükmetti.
Böylece, Hükümete bildirilmiş başvurular
bakımından karar verme yetkisini koruyan Mahkeme, bu kabuledilemezlik kararıyla
sürecin nasıl işleyeceğine ilişkin açıklık getirmiş bulunuyor.
Müdür Turgut ve diğerleri v. Türkiye (Başvuru no. 4860/09) davasında, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi, oybirliğiyle, başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir. Söz
konusu karar kesin niteliktedir.
Bu davada Mahkeme, 6384 sayılı kanunun, aşırı
uzun yargılama süreleriyle ilgili şikâyetlere çözüm bulma amacı taşıyan 20 Mart
2012 tarihli Ümmühan Kaplan v. Türkiye (no 24240/07) pilot karar usulünün doğrudan ve somut bir
sonucu olduğuna karar vermiştir.
Mahkeme, başvurucuların başvurularını yaptıkları
sırada bu kanun daha yürürlüğe girmemiş olmasına rağmen, şu anda mevcut olan bu
iç hukuk yolunun etkili ve erişilebilir bir yol olamayacağını ifade etmesinin
davanın bu aşamasında mümkün olmadığına karar vermiştir. Bu nedenle, bu şikâyet
iç hukuk yollarının tüketilmemesi nedeniyle reddedilmiştir. Orijinali Fransızca
olarak kaleme alınan kararın özeti aşağıdaki gibidir:
Temel olgular
Başvurucular Mahmut Han, Nihat Kasun, Cemal
Kilikli ve Müdür Turgut; sırasıyla 1975, 1962, 1970 et 1977 doğumlu Türk
vatandaşları olup İstanbul ve Tunceli’de ikamet etmektedirler.
26 Aralık 1999 tarihinde, başvurucular Turgut
ve Kasun, bir terör örgütüyle bağlantılı oldukları gerekçesiyle İstanbul’da
yakalanmışlardır. İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi tutuklanmalarına karar
vermiştir. Cumhuriyet Savcılığı başvurucuların terör örgütü üyeliği, örgüte
yardım ve yataklık ve örgüt için zorla para toplama suçlarından cezalandırılmaları
için dava açmıştır. 18 Nisan 2001 tarihinde, Turgut ve Kasun, örgüt için zorla
para toplama suçundan beraat ederken, terör örgütü üyeliği ve örgüte yardım ve
yataklık suçlarından onikişer yıl altışar ay hapis cezasına çarptırılmışlardır.
28 Eylül 2001 tarihinde, Yargıtay bu kararı bozmuştur.
16 ve 17 Şubat 2000 tarihlerinde, başvurucular
Han ve Kilikli polis tarafından yakalanmışlardır. Cumhuriyet Savcılığı bu başvurucuların
da terör örgütü üyeliği, örgüte yardım ve yataklık ve örgüt için zorla para
toplama suçlarından cezalandırılmaları için dava açmıştır.
14 Kasım 2001 tarihinde, iki dava birleştirilmiştir.
26 Aralık 2008 tarihinde, İstanbul
Devlet Güvenlik Mahkemesi Cemal Kilikli
aleyhine açılan davayı zamanaşımı nedeniyle düşürmüştür. Diğer üç başvurucu da çeşitli
hapis cezalarına çarptırılmışlardır.
Başvurucular bu kararı temyiz etmişler ve
temyiz başvuruları henüz sonuçlanmamıştır.
Şikâyetler ve usul
Başvuru, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önüne
7 Ocak 2009 tarihinde getirilmiştir.
Başvurucular, Sözleşme’nin 6. maddesinin 1.
paragrafını (adil yargılanma hakkı) ileri sürerek, yargılama süresinin “makul
süre” ilkesini ihlal edildiğini iddia etmektedirler. Ayrıca, Sözleşme’nin 13.
maddesinde (etkili başvuru hakkı) öngörüldüğü şekliyle Türkiye’de aşırı uzun
yargılama sürelerine karşı bir başvuru yolunun olmadığından da şikâyet etmektedirler.
Mahkeme’nin Kararı
6 § 1. Madde
Mahkeme, 20 Mart 2012 tarihli Ümmühan Kaplan
v. Türkiye (no 24240/07) pilot kararından sonra, yargılama süreleriyle ilgili
olarak 23 Eylül 2012 öncesinde Mahkeme’ye yapılmış ve henüz Hükümet’e
bildirilmemiş başvuruların tazminat verilmesi suretiyle çözülmesine dair 6384
nolu yasanın Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edildiğini tespit
etmiştir.
Mahkeme, başvurunun, bu kanunun yürürlüğe
girmesinden önce, başvurucuların Türk hukukunda yargılama süresinden şikâyet
edebilecekleri etkin bir yol bulunmadığı bir dönemde kendi önüne getirildiğini
not etmektedir. Bununla birlikte, 6384 sayılı kanunla kurulan yol, Türkiye’ye
karşı açılan yargılama süresiyle ilgili tekrar eden davalara çözüm bulma amacı
taşıyan pilot karar usulünün doğrudan ve somut bir sonucudur. Mahkeme, ulusal
makamların bundan böyle bir iç hukuk yolu kurduğunu gözlemlemektedir. Mahkeme
böylece, davalı Devletin, Bakanlar Komitesi tavsiye kararlarına ve Interlaken, İzmir
ve Brighton konferanslarının sonuç bildirgelerine uygun olarak, iç hukuk
düzeyindeki yapısal bir sorunu çözerek üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini
not etmektedir. 6384 sayılı kanun, temel olarak,
Türkiye’nin makul sürede yargılama yükümlülüğüne
aykırılıkları telafi etmesine ve
Mahkeme önündeki başvuruları azaltmasına ve
hatta tamamen sonuçlandırmasına imkân tanıma amacı taşımaktadır.
Mahkeme, 6384 sayılı kanunun niteliğini ve
kabul edilişi sırasında içinde bulunulan
bağlamı dikkate alarak, iç hukuk yollarının
tüketilmesi şartının başvurunun yapıldığı anda değerlendirilmesi genel kuralına
bir istisna yapılmasının haklı görülebileceğini düşünmektedir. Şu durumda,
Mahkeme’nin, ihdas edilen bu iç hukuk yolunun etkili ve erişilebilir olmadığını
söylemesi davanın bu aşamasında mümkün değildir. Bu kanun, en başta Ankara
Bölge İdare Mahkemesi’nin, gerektiğinde Anayasa Mahkemesi’nin ve en nihayetinde
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin denetimine tabi olacak bir hukuk yolu kurmaktadır.
Mahkeme, başvurucuların, şikâyetlerini sonuca
bağlama perspektifi sunan ve erişilebilir bir yol olan 6384 sayılı kanunla
kurulan tazminat komisyonuna başvurmaları gerektiğine hükmetmiştir. Bu hüküm,
tazminat komisyonu ve ulusal mahkemeler tarafından verilecek kararlar ışığında,
bu kanunla kurulan hukuk yolunun etkinliği ve gerçekliğinin denetlenebilmesi
ihtimalini hiçbir şekilde etkilememektedir.
« Makul süre » şikâyeti iç hukuk yollarının
tüketilmemesi sebebiyle reddedilmelidir.
13. Madde
6384 sayılı kanunla kurulan tazminat
komisyonu, Mahkeme önünde derdest olan, 23 Eylül 2012 öncesinde yapılmış ve
henüz Hükümete bildirilmemiş başvurular için, başvuruculara, Sözleşme’nin 13.
maddesi anlamında tüketilmesi gereken bir yol sunmaktadır. Dolayısıyla, başvurucuların
bu şikâyeti dayanaktan yoksundur ve reddedilmelidir.
Mahkeme başvurunun kabuledilemez olduğuna
karar vermiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme